HaberlerUzay

3I/ATLAS Güneş’e En Yakın Konumuna Ulaştı: Uzaydan Gelen ‘Zaman Kapsülü’ Gizemini Açıklayacak mı?

 

3I/ATLAS Güneş’e En Yakın Konumuna Ulaştı: Uzaydan Gelen ‘Zaman Kapsülü’ Gizemini Açıklayacak mı?

 

31 Ekim 2025 – RDGÜNDEM.COM Özel Haberi
Gizemli yıldızlararası ziyaretçi 3I/ATLAS, Güneş Sistemi’mizin kalbinde kritik bir dönemeçten geçti. Uzmanlar, bu nesnenin başka bir galaksiden gelen bir “zaman kapsülü” gibi davrandığını belirterek, perihelion geçişinin sonuçlarının evrenin en büyük sırlarından birini çözebileceğini söylüyor.

Güneş Sistemi’mizin sınırlarını zorlayan gizemli konuk 3I/ATLAS, dün gece saatlerinde Güneş’e en yakın konumuna, yani perihelion noktasına ulaştı. Yaklaşık 1,4 astronomik birim (210 milyon kilometre) mesafeden Güneş’in yoğun radyasyon ve ısı bombardımanına maruz kalan bu yıldızlararası kuyruklu yıldız, bilim insanlarını heyecanlandırdı. NASA ve uluslararası gözlemevleri tarafından yakından takip edilen nesne, ‘Oumuamua ve 2I/Borisov’dan sonra bilinen üçüncü yıldızlararası obje olarak tarihe geçti.

ATLAS (Asteroid Terrestrial-impact Last Alert System) teleskobu tarafından 1 Temmuz 2025’te Şili’deki Rio Hurtado Gözlemevi’nde keşfedilen 3I/ATLAS, Güneş Sistemi’mize Sagittarius takımyıldızından, Samanyolu’nun merkezine yakın bir yönden yaklaşmıştı. Keşif anında Jüpiter yörüngesi içinde, Güneş’ten 670 milyon kilometre uzaktayken saatte 221 bin kilometre hızla hareket ediyordu. Hiperbolik yörüngesi sayesinde Güneş’in yerçekiminden kurtulup sonsuza dek uzaya kaçacak olan bu ziyaretçi, Dünya için hiçbir tehlike oluşturmuyor – en yakın geçişi Aralık 2025’te 1,8 AU mesafeden yapacak.

Ancak asıl heyecan, nesnenin perihelion sırasındaki davranışında yatıyor. Harvard Üniversitesi’nden ünlü astrofizikçi Avi Loeb, Medium’da yayınladığı makalede 3I/ATLAS’ı “zaman kapsülü” olarak nitelendirerek, “Bu obje, başka bir yıldız sisteminden milyonlarca yıl önce fırlatılmış bir mesaj olabilir. Perihelion, onun doğal bir kuyruklu yıldız mı yoksa teknolojik bir eser mi olduğunu test edecek asit testi olacak” dedi. Loeb’a göre, Güneş’in 770 watt/metrekare’lik ısı yükü altında doğal bir buzlu kaya parçasıysa parçalanarak gaz ve toz bulutu oluşturması bekleniyor. Ancak nikel-demir oranındaki yüksek zenginlik ve yörünge hassasiyeti, yapay bir uzay aracı hipotezini güçlendiriyor. Eğer öyleyse, nesne manevra yapabilir, mini-problar salabilir veya motor ısısı yayabilir – tıpkı bir “Truva Atı” gibi.

NASA’nın Hubble Uzay Teleskobu, 21 Temmuz 2025’te çektiği görüntülerde 3I/ATLAS’ın buzlu çekirdeğini, etrafındaki koma (gaz-toz bulutu) ve gözyaşı damlası şeklinde toz örtüsünü ortaya koydu. Çekirdek çapı 440 metre ile 5,6 kilometre arasında tahmin ediliyor. James Webb Uzay Teleskobu’nun 6 Ağustos 2025 gözlemleriyle yakalanan kızılötesi veriler hâlâ analiz ediliyor ve beklenmedik bir parlaklık artışı gözlendi. Mars’taki Perseverance ve Curiosity gezicileri, Mars Yörünge Aracı ile Europa Clipper gibi görevler de nesneyi izliyor. Loeb, “Eğer yapaysa, Jüpiter’e en yakın geçişinde (Mart 2026) ESA’nın Juice ve NASA’nın Juno misyonları radyo sinyalleri veya yapay ışıklar yakalayabilir” diye ekliyor.

Bilim camiası, 3I/ATLAS’ın perihelion sonrası görünürlüğünün Aralık başlarında yeniden başlayacağını belirterek, “Bu, evrenin başka köşelerinden gelen bir hediye veya uyarı olabilir” yorumunu yapıyor. Loeb’un Galileo Projesi, atmosferik anomaliler için de tetikte. Eğer hipotez doğru çıkarsa, insanlık uzaylı teknolojisiyle ilk kez yüzleşebilir – ve bu, Loeb’un deyimiyle “kozmik tevazu” gerektiren bir an olacak.

RDGÜNDEM.COM olarak, bu tarihi olayı takip etmeye devam edeceğiz. Güncellemeler için sitemizi ziyaret etmeyi unutmayın!

Kaynaklar: NASA Science, Avi Loeb/Medium, Astronomy.com
Editör: RDGÜNDEM Ekibi

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu