
Erdoğan’ın “Toplu İğne” İddiası Gündemi Sarstı: Cumhuriyet Yatırımları Satılırken Tüketimle Büyüyen Bir Ekonomi
Ankara – RDGUNDEM.COM Özel – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “25 yıl önce toplu iğne bile üretilemiyordu” sözleri, Türkiye’nin sanayi tarihini yeniden gündeme getirdi. Erdoğan’ın iktidarı döneminde Cumhuriyet’in kuruluşundan kalan stratejik yatırımların özelleştirilerek satılması ve ekonominin üretimden tüketim odaklı bir modele kayması, muhalefet ve ekonomistlerce sert eleştirilere yol açtı. Uzmanlar, bu geçişin bugünkü ekonomik krizin temel nedenlerinden biri olduğunu vurguluyor.
Erdoğan, 28 Ekim 2025’te Ankara’da BMC’nin yeni tank ve zırhlı araç üretim tesisinin açılış töreninde yaptığı konuşmada, AKP’nin iktidara geldiği 2002 öncesi dönemi hedef alarak, “Bizi 20-25 yıl öncesine götüreyim. O zaman ülkemizde iğne bile üretemiyor muyduk? Silah üretiminden bahsetmiyorum bile. Ama şimdi hamdolsun Türkiye kendi silahını üretiyor. O zaman savunma ihtiyacımızın yüzde 20’sini bile karşılayamıyorduk, şimdi yüzde 80’e ulaştık” demişti. Bu sözler, Cumhuriyet’in 102. yıl dönümünden bir gün önce sarf edildiği için daha da tartışmalı hale geldi.
Cumhuriyet Mirası: Üretimden Özelleştirmeye
Muhalefet, Erdoğan’ın sözlerini “tarihi çarpıtma” olarak nitelendiriyor. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Twitter’da (X) yaptığı paylaşımda, “Türkiye’nin ilk toplu iğne fabrikası, AKP kurulmadan 51 yıl önce, 1951’de İstanbul Topkapı’da kuruldu. Cumhuriyet’in ilk 15 yılında uçak fabrikalarından şeker fabrikalarına, demir-çelik tesislerinden tersanelere kadar onlarca yatırım yapıldı” diyerek Erdoğan’ı eleştirdi.
Benzer şekilde CHP Grup Başkanvekili Yankı Bağcıoğlu, 1930’lu yıllardan itibaren Gölcük ve Taşkızak tersanelerinde yerli denizaltı ve devriye botlarının üretildiğini hatırlatarak, “Bugünkü başarılar, önceki dönemlerin temeli üzerine inşa edildi. Siyasi şov için tarihi küçümsemeyin” dedi.
Tarihi gerçekler de bu eleştirileri doğruluyor. Kardemir (1937), Erdemir (1960) ve İsdemir (1970) gibi dev çelik fabrikaları, 2000 yılında sırasıyla 63, 40 ve 30 yaşındaydı – yani Erdoğan’ın “iğne üretemiyorduk” dediği dönemde zaten yıllardır üretim yapıyorlardı. Ancak ironik olan, Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde (2005) Erdemir’in özelleştirilmesini bizzat denetlemesi. T24 yazarı Çiğdem Toker, “Cumhurbaşkanı, AKP’nin 2001’de kurulduğu bir tarihten önceki dönemi yok sayarak tarihi yeniden yazıyor” yorumunu yaptı.
AKP iktidarı boyunca özelleştirmeler rekor kırdı. 2003-2021 arasında 62,3 milyar dolarlık devlet varlığı satıldı; bunlar arasında limanlar, madenler, enerji santralleri ve Cumhuriyet dönemi fabrikaları da vardı.
Jacobin dergisine göre, bu satışlar yolsuzluk iddialarıyla gölgelendi ve mega projeler (örneğin İstanbul Havalimanı) yandaş firmalara ihale edildi. Sonuç: Üretim kapasitesi yerine inşaat ve tüketim ön plana çıktı.
Tüketimle Büyüme: Kredi Balonu ve Kriz
Erdoğan dönemi ekonomisi, “üretim odaklı” söylemine rağmen tüketim ve kredi genişlemesine dayalı bir model izledi. MERIP analizine göre, AKP yıllarında kredi erişimi artırılarak hanehalkı borçlanması teşvik edildi; bu, satın alma gücünü kısa vadede artırdı ama riski bireylere yükledi. WiiW raporunda vurgulandığı üzere, tüketici talebi ithalatı patlattı ve ekonomi “aşırı ısınma” yaşadı – enflasyon, cari açık ve dış borç rekor kırdı.
Ekonomistler, bu modeli “tüketerek büyüme” olarak tanımlıyor. Quora tartışmalarında bir kullanıcı, “Erdoğan ekonomisi, Arap sermayesini şehirlere çekerek gayrimenkul satışıyla beslendi” derken, ECPS raporu kronik makroekonomik dengesizlikleri (dış ve iç açıklar) Erdoğan yönetiminin başarısızlığına bağlıyor.
MEI’ye göre, cumhurbaşkanlığı sistemi ekonomik kurumları felç etti; düşük faiz ısrarı enflasyonu körükledi.
Bugün Türkiye, yüksek enflasyon ve durgunlukla boğuşurken, Cumhuriyet yatırımlarının satışı “kısa vadeli rant” olarak eleştiriliyor. GIS Reports’a göre, 2024’te ortodoks politikalara geçiş denense de, tüketim talebi hala en büyük kayıp alan.
EBRD tahmini: 2025’te GSYİH büyümesi yüzde 3’te kalacak, özel tüketim baskı altında.
Sonuç: Tarih mi, Gelecek mi?
Erdoğan’ın sözleri, sadece bir retorik hatası değil; ekonomik politikanın özeti gibi. Cumhuriyet’in üretim temelli mirası satılırken, tüketim balonu şişti ve patladı. Muhalefet, “Bol kaynaklı dönemde Cumhuriyet’in kıtlıkta yaptığını yapamadınız” diyor. Peki, Türkiye bu döngüden nasıl çıkacak? Uzmanlar, üretim odaklı reformlar ve şeffaf özelleştirmeler öneriyor.
RDGUNDEM.COM, bu haberi kamu yararı gözeterek derlemiştir. Görüş bildirmek için: gundem@rdgundem.com





