GündemHaberler

Kanun Taslağı Sızdırıldı! DEM Partili Koçyiğit AKP’nin Taktiğini Açıkladı: “Önce Sızdırır, Kamuoyunu Yoklarlar”

 

Kanun Taslağı Sızdırıldı! DEM Partili Koçyiğit AKP’nin Taktiğini Açıkladı: “Önce Sızdırır, Kamuoyunu Yoklarlar”

Ankara – 20 Ekim 2025
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında sızdırılan 11. Yargı Paketi taslağını sert bir dille eleştirdi. Koçyiğit, paketin “insan haklarına aykırı” olduğunu belirterek, AKP’nin klasik taktiğini ifşa etti: Taslakları önce sızdırarak kamuoyu tepkilerini ölçmek ve ardından resmileştirmek. DEM Parti, sızan haliyle bile paketi kabul etmeyeceklerini ve muhalefeti şimdiden başlattıklarını duyurdu. Ayrıca, bu hafta Genel Kurul’a gelecek Suriye, Irak ve Lübnan tezkerelerine de “hayır” oyu vereceklerini açıklayan Koçyiğit, iktidarın güvenlikçi politikalarını barış sürecine darbe olarak nitelendirdi.

Sızan 11. Yargı Paketi: İfade Özgürlüğüne ve Varoluşa Kasteden Hükümler

Koçyiğit, basın toplantısında sızan taslağın detaylarını tek tek masaya yatırdı. Pakette yer alan “doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışlara 3 yıla kadar hapis cezası” öngören maddeleri, “yalnızca ifade özgürlüğüne değil, yurttaşların varoluşlarına da kast eden bir yaklaşım” olarak tanımladı. Özellikle LGBTİ+ bireyler ve toplumsal cinsiyet kalıplarına uymayan herkesin hedef alındığını vurgulayan Koçyiğit, şu sözlerle tepki gösterdi:

– “Başta LGBTİ+’lar olmak üzere, toplumsal cinsiyet kalıplarına aykırı yaşayan herkesin hem kamusaldaki hem özel alandaki varoluşlarını cezalandırma potansiyeli taşıyan bir yasadır. Bu, eşit yurttaşlık meselesi, ifade özgürlüğü ve insan onurunun temelini esas alır. Bu sızan teklife karşı muhalefet etmeye henüz resmileşmeden başlıyoruz, asla resmileşmesini kabul etmiyoruz.”

Taslağın Anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirten Koçyiğit, Rusya’daki benzer uygulamalara atıfta bulunarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Rusya’ya karşı aldığı kararları hatırlattı:

– “Benzer yasalar Rusya’da da var. AİHM’in Rusya’daki uygulamalara karşı aldığı kararlar ortada. Dönüp hükümeti onlara bakmaya davet ediyoruz.”

AKP yetkililerinin “Henüz resmi olarak bize gelmedi” savunmasını yalanlayan Koçyiğit, Adalet Komisyonu Başkanı’na sorduğunu ve taslağın gerçekliğinden emin olduklarını ifade etti. AKP’nin taktiğini ise şöyle özetledi:

– “Bu AKP taktiğidir; önce sızdırırlar, bir kamuoyunu yoklarlar… Tepkileri görürler. Ondan sonra da o yasayı resmi zeminlere taşırlar. Eğer sızan hali gerçekse durum vahim. Bu sızan taslağın resmileşmesini dahi kabul etmiyoruz.”

DEM Parti, pakete yönelik veto kararını netleştirdi. Koçyiğit, “Gerçek anlamda insan haklarına aykırı bir düzenleme taslağını hep beraber gördük” diyerek, muhalefetin resmileşme aşamasına gelmeden önleneceğini vurguladı.

Tezkereler Gündemde: Savaş Tezkeresi mi, Barış Engeli mi?

Basın toplantısının bir diğer önemli gündemi, bu hafta TBMM Genel Kurulu’na sunulması beklenen Suriye, Irak ve Lübnan tezkereleriydi. Koçyiğit, tezkereleri “savaş tezkeresi” olarak nitelendirerek, barış ve silahsızlanma tartışmalarının yapıldığı bir dönemde iktidarın bu adımı atmasını “özel bir dikkat” gerektiren bir hamle olarak değerlendirdi:

– “Tam da barışı, silahsızlanmayı, çatışmasızlığı konuştuğumuz bu günlerde iktidarın yeniden Genel Kurul gündemine bir savaş tezkeresi getirmiş olmasının özel olarak dikkatlerinizi çekmek istiyoruz. Bu tezkereyle Türkiye’nin hem Suriye hem de Irak’ta asker bulundurmasının süresi uzatılmak isteniyor. Hatta yeni askerler görevlendirilmek isteniyor. Bunu kabul etmek mümkün değil.”

Tezkerelerin başka ülkelerin iç işlerine müdahale anlamına geldiğini savunan Koçyiğit, “Hem meşru değil hem de hukuki değil” dedi. Suriye’deki mevcut barış sürecine işaret ederek, iktidarın çelişkili politikalarını eleştirdi. 27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”, PKK’nın 11 Temmuz’da silah bırakma kararı ve SDG ile geçici hükümet arasındaki diyalog sürecini hatırlatan Koçyiğit, şu soruları yöneltti:

– “Peki, Suriye yönetiminin gereksinimleri ile Suriye halkının gereksinimleri aynı mıdır? Dikkate alınması gereken Suriye yönetiminin gereksinimleri midir? Yoksa Suriye’de yaşayan Kürtlerin, Arapların, Êzidîlerin, Dürzilerin, Arap Alevilerin gereksinimleri midir? Bizim açımızdan tabii ki halkların gereksinimi temel olandır. O da demokratik ve birleşik bir Suriye’dir.”

İktidarın Suriye’yi “kendi uzantısı gibi ele alan” yaklaşımını kabul etmediklerini belirten Koçyiğit, tezkerelere “hayır” oyu vereceklerini açıkladı ve diğer partilere de çağrıda bulundu:

– “Biz buradan bu çağrımızı bir kez daha yapıyoruz ve tezkereye de Genel Kurul’da hayır oyu kullanacağımızı ifade ediyoruz. Bugün barışı esas alan ve demokrasiyi kılavuz edinen her partinin, ülkenin barışçıl demokratik geleceğine emek vermek isteyen her kesimin de bu tezkereye hayır oy kullanması davetimizi de yapıyoruz.”

Ayrıca, 2026 bütçesinde savunma harcamalarının yüzde 11,4’e ulaşmasını eleştiren Koçyiğit, “Bu ülkenin bütçesinin çok önemli bir kısmı savunma harcamalarına gidiyor. Çocuklar bir simit alamıyor, bir ayran alamıyor, temiz suya erişemiyor” diyerek, güvenlikçi politikaların toplumsal sorunları derinleştirdiğini vurguladı.

Güvensizlik ve Çelişkiler: İktidarın Politikaları Ne Anlatıyor?

Koçyiğit, toplantıda iktidarın genel yaklaşımını da masaya yatırdı. Güvenlikçi algıyı yıllardır topluma empoze eden AKP’nin, Kürt sorununun demokratik çözümü için adımlar atarken bir yandan hukuksuz tutuklamaları (Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Kobanî Kumpas Davası tutsakları, Osman Kavala ve Gezi tutsakları) ve kayyım uygulamalarını sürdürmesini “çelişkili” bulduklarını ifade etti:

– “İktidarın uygulamaları nedeniyle herkeste koskoca bir güvensizlik duygusu var. Bir taraftan Kürt sorununun demokratik çözümü için bazı adımlar atarken; diğer taraftan güvenlikçi politikaları devam ettirmesi, güven artırıcı adımları atmaması… Suriye tezkeresi işte bu güvensizlik duygusunun tuzu biberi olmuş oluyor.”

DEM Parti olarak, diyalog ve müzakereyi esas alan barışçı paradigmayı savunan Koçyiğit, iktidarı “sorunları çözmek yerine derinleştiren” bir yaklaşımdan vazgeçmeye davet etti.

Sonuç: Muhalefet Başlıyor, Tepkiler Bekleniyor

Gülistan Kılıç Koçyiğit’in açıklamaları, hem 11. Yargı Paketi hem de tezkereler konusunda muhalefetin sesini yükseltti. Sızan taslağın resmileşme ihtimali, ifade özgürlüğü ve insan hakları savunucularını alarma geçirdi. Tezkerelerin Genel Kurul’daki oylaması ise barış sürecinin kaderini belirleyecek kritik bir eşik olarak görülüyor. rdgundem.com olarak gelişmeleri takip ediyoruz. İktidar cephesinden henüz resmi bir yanıt gelmedi, ancak kamuoyunda tartışmalar alevlendi.

Kaynak: DEM Parti Basın Toplantısı, 20 Ekim 2025

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu