HaberlerYaşam

ÖLÜMSÜZLÜK İÇİN CIVA İÇMEYE ÇALIŞAN ÇİN İMPARATORU

 

ÖLÜMSÜZLÜK İÇİN CIVA İÇMEYE ÇALIŞAN ÇİN İMPARATORU (MÖ 210)

İmparator ve Ölümsüzlük Takıntısı

Çin’in birleşmesini sağlayan ilk imparator olan Qin Shi Huang, ölümsüzlüğü elde etme takıntısına sahipti. Saltanatı (MÖ 221–210), Çin Seddi’nin inşası ve ünlü Terra Cotta Ordusu gibi büyük başarılarla tarihe geçti. Ancak, ölümsüzlük arayışı onu alkimyasal iksirlerle deneyler yapmaya itti, bu iksirlerin birçoğu ise zehirli bir madde olan cıva içeriyordu.

Eski Çin metinleri, özellikle Sima Qian’ın Büyük Tarihçi’nin Kayıtları gibi eserlerde, imparatorun saray alkimyalarının ona “ölümsüzlük iksirleri” içmenin ölümsüzlük vereceğini söylediği yer alır. Bu iksirler genellikle cıva sülfür minerali olan cinabar içeriyordu ve tanrısal özellikler taşıdığına inanılıyordu. Qin Shi Huang, bu karışımları düzenli olarak içerek hayatını sonsuza kadar uzatmayı umuyordu.

Ironik bir şekilde, ölümsüzlük yerine cıva onu yavaşça zehirledi. Bu, paranoya, titreme ve delilik gibi semptomlara yol açtı. Yaşamının sonlarına doğru Qin Shi Huang, giderek daha tuhaf davranmaya başladı; kötü ruhlardan korunmak için sık sık seyahat etti ve kendini korumak amacıyla gizli tüneller ve saraylar inşa edilmesini emretti.

MÖ 210’da, bir yolculuk sırasında aniden öldü; birçok tarihçi, cıva tüketiminin ölümünde önemli bir rol oynadığını düşünüyor. Vücudu, politik kargaşayı önlemek için başkente gizlice taşındı. Tarihin en gösterişli mezarlarından biri olan mezarı, toprakta tespit edilen yüksek cıva seviyeleri nedeniyle çoğunlukla kazılmamış durumda; bu da imparatorun cıvaya olan takıntısının ölümünden sonra bile devam ettiğini gösteriyor.

Qin Shi Huang’ın kaderi, ölümsüzlük arayışının tehlikelerine dair bir uyarı niteliği taşırken, geriye dünyadaki en gizemli mezarlardan birini bıraktı. Hala büyük ölçüde keşfedilmemiş olan yer altı sarayının, cıva nehirleriyle dolu olduğu söyleniyor. Bu, imparatorun ölümüne ve ölümsüzlük için inandığı maddeye olan korkunç bağlantıyı pekiştiriyor.

Qin Shi Huang’ın ölümsüzlük takıntısı, Çin tarihindeki en ilginç ve trajik öykülerden birini oluşturuyor. Hem büyük başarıları hem de karanlık inançları, onu tarih sahnesinde hem bir kahraman hem de bir uyarı figürü olarak bıraktı. Bu olay, eski Çin’in derin inanç sistemlerine, bilime ve ölümsüzlük arayışına dair çok şey anlatıyor..

Yazan Hazal Merisana
#anunnakisümertanrıları

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu