HaberlerYaşam

Sokrates: Erdemin ve Ahlakın Ölümsüz Savunucusu

 

Sokrates: Erdemin ve Ahlakın Ölümsüz Savunucusu

Yaklaşık 2500 yıl önce, Atina sokaklarında düşünceleriyle gençleri ve halkı sorgulamaya, adalet ve erdem üzerine düşünmeye davet eden bir filozof, Sokrates, tarihin en unutulmaz duruşmasını gerçekleştirdi. 500 kişilik bir jüri önünde yargılanan Sokrates, gençleri yoldan çıkarmak ve tanrılara karşı gelmek suçlamasıyla idama mahkum edildi. Ancak bu mahkeme süreci, yalnızca bir filozofun ölümü değil, aynı zamanda özgür düşüncenin, ahlakın ve adaletin sorgulanışıydı.

Sokrates, ona hapisten kaçmasını öneren dostlarına şu cevabı verdi: “Ahlaksız bir davranış, ölümden daha büyük bir kötülüktür.” Onun için erdem, yalnızca sözlerle değil, eylemlerle de savunulmalıydı. Kaçış, hem yasalara hem de felsefesine aykırı bir davranış olurdu.

Savunmasında jüriye seslenerek şunları dile getirdi:
“Ölümden korkmuyorum, çünkü ölüm bir kötülük değildir. Ama bilerek ahlaksızlık yapmak, insanın ruhunu yok eden gerçek kötülüktür.”

Sokrates’in bu cesur duruşu, onu bir filozof olarak ölümsüz kılarken, ona idam cezası veren jüri üyeleri tarihin karanlık sayfalarına karıştı. Bugün, Sokrates’in adını bilmeyen yoktur. Ancak onu mahkum edenlerin isimlerini hatırlayan var mı? Yok. Bu, adaletin ve erdemin zamanın ötesine uzanan gücünü bir kez daha göstermektedir.

Sokrates’in mirası, yalnızca felsefe tarihinin değil, insanlığın adalet ve ahlak arayışının temel taşlarından biri olmuştur. Ve onun sözleri, çağlar boyunca yankılanmaya devam etmektedir:
“Şu hayatı öyle bir yaşa ki, kapanışta kendini alkışlayabilesin.

Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu