HaberlerHikayeler

Terk Edilmiş Evdeki Sesler…

 

İlgili Makaleler

Terk Edilmiş Evdeki Sesler…

### Terk Edilmiş Evdeki Sesler

Bir zamanlar kasabanın dışında, ormanın derinliklerinde yalnız bir ev vardı. Zamanla yıkılmaya yüz tutmuş bu ev, yıllar önce sahipleri tarafından terk edilmişti. Çatısı kısmen çökmüş, duvarları yosunlarla kaplanmıştı. Ancak, kimse neden terk edildiğini tam olarak bilmiyordu. Evin etrafında dolanan dedikodular, orada kötü bir şeyler yaşandığına işaret ediyordu.

Bir gün, kasabanın gençlerinden bir grup, meraktan cesaretlenerek eve girmeye karar verdi. Karanlık çöktüğünde, ellerinde fenerlerle eve yaklaştılar. Kapı paslı menteşelerinden inlemelerle açıldı. İçeride nem ve çürümüş tahta kokusu vardı. Adımları yankılanırken, duvarlarda yılların tozu ve örümcek ağlarıyla kaplanmış eşyalar dikkat çekiyordu.

Ancak garip olan şey, eve girdiklerinden beri hissettikleri huzursuzluktu. Bir şeylerin onları izlediğinden emindiler. Grup lideri Ali, sessizliği bozarak, “Burada hiçbir şey yok, sadece eski bir ev,” dedi ama o sırada bir ses duyuldu: fısıltıya benzeyen, ama kelimeleri seçilemeyen bir mırıltı. Grup, geldiği yönü anlamaya çalışarak sesin peşine düştü.

Ses, onları evin bodrum katına giden dar bir merdivene yönlendirdi. Aşağı inerken hava soğudu, nefesleri buharlaştı. Bodrum katı karanlıktı, ama köşede bir sandık duruyordu. Ali ve diğerleri tereddüt ederek sandığın kapağını açtılar. İçinden eski bir günlük çıktı. Günlüğün sayfaları, evde yaşayan bir kadının karanlık sırlarını fısıldıyor gibiydi. Kadın, evde yalnız yaşamıyordu; onunla birlikte başka bir “şey” vardı.

Tam bu sırada, bodrumun köşesinden tekrar bir ses geldi: bu sefer derin ve rahatsız edici bir kahkaha. Grup hızla yukarı çıkmaya çalıştı ama kapı kapanmıştı. Panik içinde bağırmaya başladılar. Fenerlerin ışığı titriyor, karanlık her geçen saniye daha da yoğunlaşıyordu. Aniden, Ali karanlığın içinde bir çift parlayan göz gördü.

O gece, kasabaya yalnızca bir kişi geri döndü. Şok içinde, ne olduğunu hatırlamakta zorlanıyordu. Tek söylediği şey, “Eve bir daha kimse girmesin…” oldu.

Ertesi sabah, kasabalılar evi kontrol etmeye gittiklerinde kimseyi bulamadılar. Ne Ali’nin arkadaşları ne de herhangi bir iz vardı. Ancak, evin önündeki toprakta büyük bir el izi görülüyordu. Bu iz, insan elinden çok daha büyüktü.

Yıllar sonra, evi tekrar ziyaret eden biri, bodrumda o günlüğü buldu ve son sayfasında şunlar yazıyordu:
*”Eve gelen asla gitmez… Artık onlar da benimle.”*

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu