GizemlerHaberler

Déjà Vu Nedir?: Bilimsel ve Psikolojik Bir Bakış…

 

**Déjà Vu Nedir? Bilimsel ve Psikolojik Bir Bakış**

Déjà vu, Fransızca bir terim olup “zaten görülmüş” anlamına gelir ve bireylerin daha önce yaşanmamış bir deneyimi, sanki önceden yaşamış veya görmüş gibi hissetmesi durumudur. Bu hissi yaşayan bir kişi, belirli bir ortamda daha önce bulunmadığı hâlde, orayı tanıdığı hissine kapılır. Sık rastlanmayan ancak çoğu insanın hayatında en az bir kere yaşadığı bu durum, hem bilimsel hem de psikolojik açılardan oldukça ilgi çekici bir olgudur. Déjà vu’nun nasıl meydana geldiği konusunda, beynin çalışma mekanizmaları üzerine yapılan araştırmalarla farklı teoriler geliştirilmiştir.

### Déjà Vu’nun Psikolojik Yönü

Psikolojik olarak déjà vu, bir tür hafıza yanılması olarak değerlendirilir. Beynin, yaşanan anı sanki daha önce hafızada varmış gibi algılayarak bir tanıdıklık hissi yaratması durumudur. Bu olayın, beynin geçmiş anılarla yeni deneyimleri işleme biçimindeki “yanılgılarından” kaynaklandığı düşünülmektedir. Özellikle hafızanın iki ana bileşeni olan kısa süreli ve uzun süreli bellek arasındaki uyumsuzlukların déjà vu’ya yol açabileceği öne sürülmüştür. Birey, bir olay anında çevreyi kısa süreli bellekte kaydetmeye başlarken, belki de bir saniyeden daha kısa süreli bir gecikme nedeniyle aynı olayı uzun süreli bellekte de işliyor gibi hissetmektedir. Bu da, “bu anı daha önce yaşadım” yanılgısına yol açar.

Psikolojik açıdan déjà vu, stres, yorgunluk, ya da aşırı bilgiye maruz kalmak gibi durumlarda daha sık meydana gelebilir. Bu gibi durumlarda beynin algılama süreçleri normalden daha yavaş veya düzensiz çalıştığı için, tanıdık olmayan bir deneyim sanki daha önce yaşanmış gibi algılanabilir.

### Déjà Vu ve Bilimsel Teoriler

Déjà vu’nun bilimsel nedenleri tam olarak anlaşılmamış olsa da, nörobilimciler ve psikologlar bu fenomeni açıklamak için çeşitli teoriler öne sürmüşlerdir:

1. **Çift Yol Teorisi (Dual-Processing Theory)**: Bu teoriye göre déjà vu, beynin anıları işlemesinde yaşanan kısa süreli bir aksaklık sonucu oluşur. Beyin normalde bir olayı işlemek için iki paralel yol kullanır: biri algıyı işlerken, diğeri bu algıyı uzun süreli belleğe kaydetmeye çalışır. Eğer bu iki yol arasında bir senkronizasyon bozukluğu meydana gelirse, kişi olayı sanki daha önce yaşamış gibi hissedebilir.

2. **Sinirsel Gecikme (Neural Delay) Teorisi**: Bu teoriye göre déjà vu, beynin sağ ve sol lobları arasındaki iletişimdeki ufak gecikmelerden kaynaklanır. Beynin bir yarım küresi bir bilgiyi milisaniyelik bir gecikmeyle işlediğinde, bu bilgi bir deja vu hissine neden olabilir. Yani, aynı olayın iki kez yaşandığı gibi bir algı yaratır.

3. **Hafıza Karışıklığı ve Yanlış Bellek**: Déjà vu’nun oluşumuna dair bir diğer teori, beynin geçmişteki anıları hatırlamak için “örüntü tanıma” adı verilen bir yöntem kullanmasıdır. Beyin, mevcut bir deneyimi daha önceki bir olayla bağdaştırarak hızlı bir şekilde tanıdıklık hissi oluşturur. Eğer hafıza sistemi yanılırsa ve mevcut deneyimi yanlış bir olayla bağdaştırırsa, déjà vu hissi meydana gelir.

4. **Epileptik Aktivite ve Temporal Lob**: Temporal lob, beynin hafızadan sorumlu olan bölümüdür ve aynı zamanda déjà vu’nun merkezinde olduğu düşünülen bir bölgedir. Özellikle temporal lob epilepsisi olan kişilerde sık sık déjà vu yaşandığı gözlemlenmiştir. Bu durum, beynin hafıza ve algı işleme sistemlerinde geçici elektriksel düzensizlikler meydana geldiğinde, kişinin bir anı daha önce yaşamış gibi hissetmesine neden olabilir. Déjà vu’nun epilepsiyle bağlantısı, bu fenomenin nörolojik bir temele dayanabileceğine dair ipucu sunmaktadır.

5. **Karmaşık Bilgi İşleme Modelleri**: Bazı nörobilimciler, beynin çevreyi sürekli olarak işleyip hızlı tahminlerde bulunduğu karmaşık bilgi işleme sistemleri sayesinde déjà vu’yu tetikleyebileceğini öne sürer. Yani, birey bir deneyimle karşılaştığında, beyin bu deneyimi hızlıca “tarayarak” geçmiş yaşantılardan benzerlikler kurar. Eğer hafıza bilgiyi yanlış etiketlerse, déjà vu meydana gelebilir.

### Déjà Vu ve Bilinçaltı Etkileşimler

Psikanalitik kuram ise déjà vu’yu bilinçaltında bastırılmış ya da unutulmuş deneyimlerin yüzeye çıkması olarak ele alır. Bu kurama göre, bazı olaylar ya da nesneler, bilinçaltındaki eski yaşantıları tetikleyebilir ve bu durum déjà vu hissi yaratabilir. Örneğin, kişinin çocukken yaşadığı bir olayla bağlantılı bir nesne, kişinin bilinçli olarak hatırlamadığı bu anıyı uyandırabilir ve tanıdık bir duygu yaratabilir. Sigmund Freud gibi psikanalitik kuramcılar, déjà vu’nun bastırılmış ya da travmatik olaylarla bağlantılı olabileceğini öne sürmüşlerdir.

### Déjà Vu’nun Çeşitleri

Déjà vu’nun farklı türleri olduğu da öne sürülmektedir. Bu çeşitler, kişinin deneyimi algılama biçimine ve hissettiklerine göre değişiklik gösterebilir:

– **Déjà Vecu (Zaten Yaşanmış)**: Kişinin sadece bir görüntüyü değil, tüm deneyimi daha önce yaşadığına dair inancı.
– **Déjà Senti (Zaten Hissedilmiş)**: Özellikle hafıza ile ilgili deneyimlerde görülen, kişinin bir duygu ya da düşünceyi sanki daha önce hissetmiş olduğu hissi.
– **Déjà Visité (Zaten Ziyaret Edilmiş)**: Özellikle yeni bir mekan veya çevreyi daha önce gezmiş gibi hissetme durumu.

### Déjà Vu’nun Sıklığı ve Kimlerde Görüldüğü

Araştırmalar, gençlerin ve ergenlik dönemindeki bireylerin déjà vu deneyimini daha sık yaşadığını göstermektedir. Bu durum, beynin gelişim süreci ve farklı bilgi işleme mekanizmalarının uyum sürecine bağlı olabilir. Ayrıca, sık seyahat eden veya karmaşık zihinsel aktivitelere sıkça maruz kalan bireylerin déjà vu yaşama ihtimali de yüksektir.

### Déjà Vu’nun Nedenleri Üzerine Kapsamlı Bir Bakış

Bilim insanları arasında henüz bir fikir birliği bulunmasa da, déjà vu’nun beynin hafıza ve algı sistemlerinin karmaşıklığını gözler önüne serdiği bir olgu olduğu konusunda görüş birliği vardır. Günlük hayatta sıkça yaşanmasa da déjà vu, beynin bilinçli ve bilinçdışı algıları nasıl işlediğini, kısa süreli ve uzun süreli bellek arasındaki ilişkileri anlamamıza yardımcı olmaktadır.

Déjà vu’nun kesin nedenleri henüz bilinmemektedir, ancak beynin hafıza, algı ve duygular arasındaki etkileşimlerine dair ilginç ipuçları sunmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu