Falkland Adaları’nın Altında 30 Milyon Yıllık Orman Keşfedildi…
Falkland Adaları’nda keşfedilen antik ağaç kalıntıları ve polenler, mevcut çimenli ovalardan tamamen farklı, 30 milyon yıl öncesine kadar uzanan geçmiş yağmur ormanı ortamını ortaya koyuyor.
İngiltere’deki Southampton Üniversitesi’nden Dr. Zoë Thomas liderliğindeki bir bilim insanları ekibi, Falkland Adaları’nın ağaçsız, engebeli, otlak arazisinin 30 milyon yıl öncesine kadar yemyeşil, çeşitli bir yağmur ormanına ev sahipliği yaptığına dair kanıtlar buldu.
Antarctic Science dergisinde yayımlanan araştırma , Güney Atlantik takımadalarının bir zamanlar, günümüzde Güney Amerika’nın ucundaki Tierra del Fuego’da bulunan yağmur ormanlarına benzer şekilde, serin ve ıslak ormanlarla kaplı olduğunu ortaya koyuyor.
İlk İpuçları ve Kazı
Bilim insanları, Falkland Adaları’nın başkenti Port Stanley’deki sıkı sıkıya bağlı toplulukta, antik ormanın gömülü kalıntılarının yerlerine dair ipuçlarının kulaktan kulağa kendilerine ulaşmasının ardından araştırmayı yürüttüler. Tesadüfi konuşmalar, onları 2020’nin başlarında bir inşaat alanında mükemmel şekilde korunmuş tarih öncesi ağaç kalıntıları ve polen bulmaya yöneltti.
Southampton Üniversitesi’nde fiziksel coğrafya uzmanı olan Dr. Thomas, “Farklı bir proje için araştırma yaparken Falkland Adaları’ndaydık ve Ada’da yaşayan bir araştırmacı arkadaşımız, bir arkadaşından tanıdıkları bir inşaatçının ilginç bir şey kazdığını duyduğunu söyledi,” diye açıklıyor.
Devam ediyor, “Stanley’deki yeni bir bakım evinin sahasındaki kazıcılar, büyük ağaç gövdeleri ve dallarıyla dolu derin bir turba tabakasını kesmişti. Bunlar o kadar iyi korunmuştu ki, bir gün önce gömülmüş gibi görünüyorlardı, ancak aslında son derece eskiydiler.
“Burada ağaç kalıntıları bulmak şaşırtıcı olduğu için ilgimizi hemen çekti. En azından binlerce, muhtemelen milyonlarca yıldır, Falkland Adaları ağaç yetiştiremedi. Çok rüzgarlı ve toprak çok asidik. Bu, bu orman yatağındaki odunun ne kadar eski olduğu gibi ilginç bir soruyu gündeme getirdi.”
Falkland Adaları’nın Tarihi İklimi
Falkland Adaları, Güney Atlantik’te Birleşik Krallık’tan 8.000 mil uzaklıkta bulunan bir İngiliz toprağıdır. İki ana ada ve 778 küçük adadan oluşan adalar, Galler’in yarısından biraz daha büyük bir alanı kaplar ve ıslak, soğuk ve rüzgarlı, hızla değişen hava koşullarıyla bilinir. Manzaraları Birleşik Krallık’taki Dartmoor’a benzemez.
On milyonlarca yıl önce Güney Atlantik’teki iklim bugün olduğundan çok daha sıcak ve nemliydi ve bir yağmur ormanı ortamını destekleyebiliyordu. Bu, tipik olarak düşünebileceğimiz tropikal yağmur ormanlarından -örneğin Amazon yağmur ormanı- daha soğuk olurdu ancak yine de zengin, çeşitli bir bitki ve hayvan yaşamı ekosistemini destekleyebilirdi.
Araştırmanın Sonuçları
Tussac Evi örneğinin alındığı dönemde Falkland Adaları’nda yetişen ağaç türlerinin çoğu artık soyu tükenmiş durumda; ancak bu türler, Güney Amerika ana karası da dahil olmak üzere, güney yarımkürenin büyük bölümünü kaplayan yağmur ormanlarından gelen hakim batı rüzgarlarıyla taşınarak adalara tohumlanmış olabilir.
Bilim insanları, adalardaki yağmur ormanlarının yok olmasına ve turbalıklara dönüşmesine neyin yol açtığından emin değiller; ancak bunun iklimdeki bir değişiklik ve daha soğuk ve kuru koşullara geçişten kaynaklandığını varsaymak mantıklı.
Dr. Thomas şunları söylüyor: “O dönemde bu kadar yakın bir topluluktaki insanlarla sohbet etme ve etkileşim kurma şansımız olmasaydı, bu bozulmamış ağaç örneklerini asla kurtaramayacaktık.
“Bizim ziyaretimize ve inşaat işçisinin bulgusuna kadar, hiç kimse ayaklarının altında altı metrelik bir alanda mükemmel bir şekilde korunmuş eski bir yağmur ormanının kalıntılarının ve enfes fosilleşmiş polenlerin olduğunu bilmiyordu. Bu kadar misafirperver ve açık davranarak bize bu eşsiz araştırma fırsatını veren dost canlısı Adalılara çok minnettarım.”
Dr. Thomas, geleceğe gelince, adaların yakın gelecekte orman manzarasına geri dönmesinin pek olası olmadığını söylüyor: “Mevcut projeksiyonlar, bölgenin daha sıcak, ancak aynı zamanda daha kuru olacağını gösteriyor – bu da iklim değişikliğine duyarlı olan turbalıklarda erozyon riski konusunda endişelere yol açıyor.”
