HaberlerYaşam

Dünya’nın Kayıp Tarihi: 370 Mil Genişliğindeki Devasa Krater Keşfi Mevcut Jeolojik Teorilere Meydan Okuyor…

 

Dünya’nın Kayıp Tarihi: 370 Mil Genişliğindeki Devasa Krater Keşfi Mevcut Jeolojik Teorilere Meydan Okuyor…

Araştırma ekibi, tarihin derinliklerine inerek yüz milyonlarca yıl önce meydana gelen olayları araştırıyor.
Avustralya’nın merkezinde 600 kilometre genişliğindeki olası bir krater, Dünya’nın jeolojik geçmişine dair bilgilerimizi değiştirebilir.

Araştırmacı Daniel Connelly ve Virginia Commonwealth Üniversitesi’nden Dr. Arif Sikder, MAPCIS’in (Büyük Avustralya Prekambriyen-Kambriyen Çarpma Yapısı) varlığını destekleyen kanıtlar bulduklarına inanıyorlar. MAPCIS, gezegenimizin jeolojik ve biyolojik evrimine yeni bakış açıları sağlayabilecek, eşmerkezli olmayan karmaşık bir kraterdir.

VCU Yaşam Bilimleri birimi olan Çevre Çalışmaları Merkezi’nde doçent olan Sikder, “MAPCIS projesi üzerinde çalışmak inanılmaz bir yolculuktu,” dedi. “Topladığımız veriler gezegenimizi şekillendiren güçlere dair benzersiz bir bakış açısı sunuyor ve bu keşfin ilham vereceği gelecekteki araştırmalar için heyecanlıyım.”

Connelly bu Eylül ayında, Amerika Jeoloji Derneği’nin yıllık toplantısı olan Connects 2024’te Kaliforniya, Anaheim’da bir sunum yapacak. Ağustos ayında, Güney Kore, Busan’da düzenlenen 37. Uluslararası Jeoloji Kongresi 2024’te sunum yaptı. Araştırmacılara göre, çarpma, 1 milyar ila 538,8 milyon yıl öncesini kapsayan Neoproterozoyik Çağ’da, Ediacaran döneminin sonunda meydana geldi.

Etkiye İlişkin Jeolojik Kanıtlar

Çarpmanın yaşını, boyutunu ve yerini desteklemek için ortaya çıkardıkları jeolojik kanıtlar arasında krater merkezine yakın büyük miktarda pseudotachylite breş veya eriyik kaya birikintileri bulunmaktadır. Araştırmacılar, birikintilerde lonsdaleite veya şoklanmış elmas gibi şoklanmış mineraller ve darbe seviyesinde iridyum buldular.

Connelly, “MAPCIS’in keşfi, işbirlikçi araştırmanın gücünün bir kanıtıdır” dedi. “Bulgularımız yalnızca bu etki yapısının önemini vurgulamakla kalmıyor, aynı zamanda Dünya’nın jeolojik geçmişini anlamak için yeni yollar açıyor.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu