Dünyevi Anomalilerin Uzay Tespiti: Çığır Açan Yeni Teknik Erken Deprem İşaretlerini Ortaya Çıkardı

Dünyevi Anomalilerin Uzay Tespiti: Çığır Açan Yeni Teknik Erken Deprem İşaretlerini Ortaya Çıkardı. Yeni bir çalışma, uyduların yer, atmosfer ve iyonosferdeki anormallikler yoluyla depremlerin erken göstergelerini tespit etme potansiyelini vurgulayarak, depremleri daha önce düşünülenden daha erken tahmin etme olasılığını ortaya koyuyor. Profesör Mehdi Akhoondzadeh’in Türkiye-Suriye sınırına yakın son depremlerden elde edilen uydu verilerinin analizini içeren araştırması, olaylardan 19 gün öncesine kadar meydana gelen önemli öncü anomaliler tespit etti. Bu bulgular, yanlış alarmları en aza indiren ve tahmin güvenilirliğini artıran gelişmiş deprem erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesinin önünü açabilir.
Araştırma, çeşitli uydu verilerinden net elektromanyetik anormallikleri tanımlar ve potansiyel olarak depremler için erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesine yardımcı olur. De Gruyter’in Uygulamalı Jeodezi Dergisi’nde yapılan yeni bir araştırmaya göre, depremler, uydular kullanılarak tespit edilebilen yer, atmosfer ve iyonosferde bulunan çeşitli anomaliler nedeniyle daha önce düşünülenden çok daha önce yaklaşmakta olan varlıklarına ihanet edebilir.
Depremler için erken uyarı sistemleri geliştirmek, ölüm ve yıkımı önlemede çok yardımcı olabilir. Önerilen böyle bir teknik, yer, atmosfer ve üzerinde bulunan iyonosfer adı verilen yüklü parçacık tabakası içindeki çeşitli fiziksel ve kimyasal parametreleri izlemek için uyduların kullanılmasını içerir.
Deprem Öncüllerini Tespit Etmedeki Zorluklar
Bu tür anomaliler deprem öncüleri olarak bilinir ve araştırmacılar bunların farkında olsalar da, yaklaşmakta olan bir depremi gösterebilecek kırmızı bayrakların bir modelini kesin olarak tanımlamak zor olmuştur. Bunun nedeni, öncü etkileşimlerin karmaşıklığı ve bunların farklı depremler ve coğrafi bölgelerdeki değişkenlikleridir. Bununla birlikte, araştırmacıların giderek daha karmaşık uydu teknolojisini kullanarak analiz ettikleri her depremde, bu modeller yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Tahran Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehdi Akhoondzadeh, 6 Şubat 2023’te Türkiye ile Suriye sınırına yakın bir yerde meydana gelen iki depremin öncesinde ve sonrasında çeşitli uydu verilerini değerlendirdi. Bu, Çin sismo-elektromanyetik uydusu CSES-01’den ve Avrupa Uzay Ajansı’ndan üç uydudan oluşan Swarm uydu görevinden gelen verileri içeriyordu.
Deprem Öncesi Anormalliklerin Gözlemleri
Çarpıcı bir şekilde, depremlerden 12-19 gün önce deprem bölgesinden arazi yüzey sıcaklığındaki anormallikleri ve depremlerden 5-10 gün önce atmosferik parametrelerdeki anormallikleri gözlemledi. Bunlar su buharı, metan seviyeleri, ozon ve karbon monoksit ölçümlerini içeriyordu. Profesör Akhoondzadeh, elektron yoğunluğu ve elektron sıcaklığı gibi parametrelerin ölçümleri de dahil olmak üzere iyonosferdeki anormallikleri araştırdığında, depremlerden 1-5 gün önce net ve çarpıcı anormallikler buldu.
Anomalilerin sırasıyla yerinde, atmosferde ve iyonosferde belirginleştiği zamanlar, bu sinyallerin yerden kaynaklandığını ve sonunda atmosferde ve son olarak iyonosferde daha yüksek seviyelerde belirgin hale geldiğini göstermektedir. Bu fenomenleri incelemek, deprem erken uyarı sistemlerinin önünü açabilir, ancak araştırmacıların bu kalıpları daha iyi anlamak için gelecekte diğer depremleri değerlendirmeleri gerekecektir.
Prof. Dr. Akhoondzadeh, “CSES-01 uydu verileri kullanılarak, 6 Şubat 2023’te Türkiye’de meydana gelen depremlerden önce iyonosferdeki anormallikler ilk kez tespit edildi” dedi. “Birden fazla deprem öncüsü ile ilişkili anomalileri inceleyerek, gerçek anomalileri tespit etmedeki belirsizlik azalır ve bu, düşük sayıda yanlış uyarı ile deprem uyarı sistemleri oluşturmada etkili olabilir.”